İspanyolca en komik 7 deyim (anlamları ve örnekleriyle!)
İspanyolca öğrenmek, İspanyol kültürünü ve insanını daha yakından tanımak isteyenler, toplanın! Bugün size İspanyolların günlük olarak bolca kullandıkları ve beni her duyduğumda güldüren 7 deyimden bahsedeceğim! Ben de İspanyolca öğreniyorum ve bu deyimler sayesinde hem kelime bilgimi arttırdım hem de daha bir “İspanyol gibi” konuşmaya başladım. Üstelik İspanyolların ne kadar esprili olduklarını ve İspanyolcanın ne kadar eğlenceli bir dil olduğunu da bir kez daha görmüş oldum. Hadi bu 7 deyimin anlam ve kullanımlarına beraber bakalım!
(İspanyol eşimin bu deyimleri okunuşlarıyla beraber anlattığı videoyu buradan izleyebilirsiniz!)
1. No ver tres en un burro
Anlamı: Bir kişinin gözlerinin çok bozuk olduğunu düşünün. Öyle ki eşeğin üzerinde giden 3 kişiyi bile görmediğini farz edin! Bu esprili deyim de işte görüşü çok az/kötü olan insanlar için kullanılıyor.
Örnek: Ese hombre no ve tres en un burro. Esta medio ciego.
(Bu adam eşeğin üzerindeki 3 kişiyi bile görmez. Yarı kör.)
Disfrutar como un enano
Anlamı: Cüce gibi eğlenmek. Bizim dilimize çevirirsek “çocuklar gibi eğlenmek” de diyebiliriz. Bu İspanyolca deyimi duyana kadar cücelerin bu kadar çok eğlendiğini kim tahmin edebilirdi? :)
Örnek: De vacaciones yo disfruto como un enano.
(Tatillerde cüce gibi/çocuklar gibi eğlenirim.)
3. Saber mas que los ratones coloraos
Anlamı: Tam çevirisi kızıl farelerden daha çok şey bilmek. Peki bu ne demek? Bu deyim masum ayağına yatan ama alttan alta kurnaz olan birisini anlatmak için kullanılan bir ifade.
Örnek: Ese niño parece inocente pero sabe mas que los ratones coloraos.
(Bu çocuk masum görünüyor ama aslında kızıl farelerden bile çok biliyor.)
4. Me importa un pimiento
Anlamı: Bir biber kadar bile umurumda değil. Yani hiç umurumda değil. İspanyolların biberi bu kadar küçümsemesinin sebebini hiç bilmiyorum :)) ama oldukça komik bir kendini ifade etme biçimi. Hatta İspanyol arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde (ve ben İspanyolca bildiğim deyimlerle övünürken) bu deyimi onlara söylediğimde onlar da gülmüşlerdi :)) Sanırım bu sinirlendiğimizde söyleyebileceğimiz en nazik deyimlerden biri.
Örnek: Me importa un pimiento lo que digan los demas. (Başkalarının ne dediği bir biber kadar bile umurumda değil.)
5. Me tienes hasta el moño
Anlamı: Bu da hiç unutamadığım İspanyolca deyimlerden biri! Biz birine ya da bir duruma artık tahammül edemediğimizi söylerken burnumuzu gösterip “Burama kadar geldi!” deriz ya, İspanyollar da tahammül sınırını aşan şeyler için “Topuzuma kadar geldi!” diyorlar :))
Örnek: Estoy cansado de esperar. Me tienes hasta el moño.
(Beklemekten yoruldum. Topuzuma kadar geldi.)
6. Feliz como ona lombriz
Anlamı: Solucanların iç dünyasını tam bilemesek de İspanyolların onları çok mutlu hayvanlar olarak gördüğü kesin çünkü bu deyimin anlamı “Bir solucan gibi mutluyum!” Yani, çok mutluyum! :)
Örnek: ¡Que buena noticia! Estoy feliz como una lombriz.
(Ne güzel bir haber! Bir solucan gibi mutluyum.)
7. Estar como una cabra
Anlamı: Biz keçileri inatçı bilirdik. İspanyollar ise keçilere çılgın diyor! Bu yüzden de “keçi gibi çılgın” deyimini kullanıyorlar.
Örnek: Mi amigo esta como una cabra. ¡Va a hacer puenting con 70 años!
(Arkadaşım bir keçi gibi çılgın. 70 yaşında bungee jumping yapacak!)
İspanyol eşimin bu deyimleri İspanyolca okunuşlarıyla öğrettiği YouTube videosunu buradan izleyebilirsiniz:
Eğer bu deyimleri siz de benim kadar eğlenceli bulduysanız İspanyolca öğrenen arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın! Bir dili en iyi öğrenme şekli başkalarına da öğretmektir ;)
İspanyolca ile ilgili diğer yazılarıma göz atın!
• Türkçe'de karşılığı olmayan 9 İspanyolca kelime nedir? Öğrenmek için tıklayın!
• İspanyolca öğrenmeye başlamak için 6 nedeni merak ediyorsanız tıklayın!
• İspanyolca en iyi Netflix dizi önerilerim için şuraya, İspanyolca en iyi Netflix film önerilerim içinse buraya tıklayabilirsiniz!
¡Adios!
Comments